30 Mart 2018 Cuma

DÜNYA TÜRKLERİ KONGRESİ STRATEJİK ARAŞTIRMA MERKEZİ.



Yüce Türk milleti Şimdiye kadar Türklük ve Atatürk din üzerinden siyaset yapanlara dikkat etmek gerekmektedir.
Gerçek Türklük ve Atatürkçülük orta asya dan başlar Orta Asya olmayan hiç bir Türk milliyetçiliği yok hükmünde dir
Türklüğün 15 bin yıllık bir kültür ve medeniyet oldsuğunu bilmeyen Türk milliyetçisi olamaz yani bizlere ruh ve
can veren Türklüğümüz dür Bu RUH Çanakkale de Anafartalarda Dumlupınarda hep bu ruh vardı Atatürk vardı bunu yok
sayanlar kabul etmiyenler Asla Türklükten Türk milliyetçiliğinden bahsedemez Bugün Türklüğe enbüyük desteği katkıyı
sağlayan ve Türklerin bile bilmediği Orta Asya Türk kavimler göçünü yansız Tarafsız gerçeklerine uygun olarak bizlere
ve dünya ya sunan profösörümüz rahmetli olaf johansen dir işte bu norveçli bilim adamından hepimizin utanması lazım
çünki Türklüğü gerçek değerine kavuşturan bir bilim adamıydı ve bunu dünya ya anlattık ve dünyadan muzazam destek
gördük ve sayfamızdaki bizi destekleyen İsveçli,Norveçli;polkonyalı,macar bulgar ve diğerleri Günety Amerikadan
destek verenler sayfaloarımızı ekledi çin,den vietnam koreden japonya dan ekliyen takip eden Tüm doslarımız bize,
destek veriyor Artık Türkiye de yapılacak biryekşey vardır Gerçek Türkmilliyetçileri Atatürkçüler mutlaka birleşmek
zorunda dır Biz ler Orta Ayacılar Dünya Türkleri kongersi Kemalist turancılar Sweden Worlad Marıtıme university
Kraçay Türkleri Orta Asya Türk kavimler göçü olarak birleştik ve bu birlikteliği ölümüne koruyacağız Ülkümüz Türklük
amacımız Atatürkçülük bu görüş ve düşüncede olan herkes sayalarımızı ekliye bilir Blogger sayfalarımız 1- Utuklar bir türk
kavimidir 2- karaçay türkleri 3- bağımsızlık benim karekterimdir 4- Arjantin turan partisi 5-Dünya Türkleri ko0ngresi
sayfalarmız 25 binkişi olmuştur bu da bizlere gurur veriyor Beni takip ederseniz sevinirim sweden world marıtıme university
öğretim eski üyesi saygılar

26 Mart 2018 Pazartesi

ORTA ASYA TÜRK KAVİMLER GÖÇÜ



Norveçli profösör olaf johansen Türk ırkının 15 bin yıllık bir ırk olduğunu çalışmalarında anlatır Orta Asya Türk kavimler
göçü nün ms 200-250 yıllarında ilk göçlerin Avrupa Uzakdoğu ve Amerika kıt,alarına yapıldığını yazmıştı yani Avrupanın
her bölgesine kavimler göçğü yaşanmış olduğunu Avrupa nın Güneyinden kKUzeyine bir çok bölgeye bu kavimler göçğü yaşanmıştır
basklar ve katolonlar Atillanın Torunları olduğumu yazılarında anlatır.ve Avrupa da birçok milletin Atalarının Türk olduğunu
anlatır bunu Google+sayfalarım da Blogge5r de Arşiv halinde bulunmaktadfır.




Katalonya’nın tarihi 10.000 yıl öncesine dek uzanır. Katalonya’nın bilinen en eski halkı, yarımadanın diğer bölgelerinde de olduğu gibi İberler idi. Katalonya kelimesi tarihte ilk kez 9. Yüzyıl‘da bölgede Müslüman Emevi baskınlarından korunmak için kurulan tampon bölgeye (Marca Hispanica) hitaben kullanılmıştır. Katalan kronolojik tarihi ve önemli kilometre taşları aşağıdaki şekildedir;

MÖ 10.000-800 Berberi, Bask, Kelt, Grek ve Kartacalı denizcilerin ve kabilelerin bölgeye ilk yerleşimi

MÖ 236 Kartaca Kralı Hannibal’in babası Hamilcar Barca‘nın Barselona şehrini ilk kuruşu ve şehre adını vermesi

MÖ 218-MS 300 Roma hakimiyeti ve Barca Şehri’nin üzerine Roma şehri Barcino‘nun kuruluşu

MS 460 Vizigot işgali ve Barselona’nın başkent olması
frenk kralı şarlamayn,charlamagne, katalan tarihi
Frenk Kralı “Charlamagne”

MS 711 Müslüman Emeviler’in Fransa içlerine kadar ilerlemesi ve 84 yıllık Müslüman hakimiyeti.

MS 878 Frenk Kralı Charlemagne önderliğinde Pireneler’in güneyindeki kontlukların birleştirilmesi ile Müslümanların Fransa’ya geçmemesi için bir tampon bölge (Marca Hispanica) oluşturulması ve aynı zamanda 500 yıl yaşayacak olan Barselona Kontlukları sayesinde bugünkü Katalonya’nın yapıtaşının oluşması.

1137 Barselona Kontluğu’nun Aragon Krallığı ile birleşmesi

1352 Katalan Parlamentosu için ilk adım olan “generalitat”ın kuruluşu

1479 Aragon Krallığı’nın Katalunya’dan ayrılarak Kastilya ile birleşmesi

1556 İspanya Kralı II. Felipe’nin Katalunya’nın Amerika ile ticaretini yasaklaması

1640 İspanya’ya ile 19 yıl süren “Orak Savaşı”. Katalunya’nın kuzeyinin Fransa’ya verilmesi

1700 Veraset Savaşları sırasında Katalunya’nın İspanya’nın düşmanı Habsburglar’la ittifakı

1714 İspanya Kralı V. Felipe’nin öc almak için Katalan yasalarını iptali ve Katalanca’yı yasaklaması

1737 İlk tekstil fabrikasının kurulması ve sanayii devrimi

1778 Amerika ile ticaretin serbest kalması

banner
1793 Fransa’nın Katalonya’yı işgali ve bağımsızlık sözü vermesi

1814 Fransa ve Napolyon orduları Katalonya’dan çıkartıldı

1840-50 Ekonomik büyüme ve Katalan Rönesansı

1892 Tarihte ilk kez “Bases de Manresa” deklerasyonu ile Katalonya’nın özerkliğine kapı aralandı

1909 Katalonya’nın İspanya-Fas savaşına asker göndermek istememesi sebebi ile bir hafta süren kanlı iç savaş “semana tragica”

1923-30 Diktatör Miguel Primo de Rivera tarafından Katalanca’nın yasaklanması

1929 İkinci kez Dünya Ticaret Fuarı’na ev sahipliği ve Barselona Metrosu’nun temel atımı

1931-34 İlk defa İspanya’dan özerklik statüsü alınması

1936-39 İspanyol İç Savaşı’nda Barselona’nın Cumhuriyetçi kanata desteği

1939-75 General Franco diktatörlüğü sırasında Katalanca’nın yasaklanması

1950-70 Katalunya’ya İspanyol işçi göçü ve Katalunya sahillerinde turizm patlaması

1977-79 Katalan Parlamento’sunun tekrar kurulması ve özerklik

1992 Barselona’nın çehresini değiştiren ve şehri dünyaya açan 92 Yaz Olimpiyatları
EtiketlerBarselona geçmiş İspanya Katalan tarihi Katalonya tarih
Bu yazılar da ilginizi çekebilir
barcelona'da fiyatlar
Barselona Fiyatlar
Barcelona’da Fiyatlar
9 March 2017
Barselona
Barselona Ucuz Oteller & Hosteller
12 February 2017
Barselona
Barcelona Apart Oteller
11 February 2017
Barcelona Otelleri
Barselona
Barcelona Otelleri
25 December 2016
fc barselona stadyum
Barselona
Les Corts Ve Pedralbes Semtleri
14 December 2016
antoni gaudi'nin eserleri
Barselona
Antoni Gaudi; Yaşamı ve Sanatı
14 December 2016
Kimler Neler Demiş?

Be the First to Comment!
avatar
Subscribe
Arşivdeki Yazılar
Arşivdeki Yazılar
Sea

25 Mart 2018 Pazar

CENTRAL ASIAN TURKISH POPULATIONS.



WORKS OF KARAÇAY TURKISH GURUBU.

Kavimler Göçü is a violent human migration to Europe between the years 350-800. [1] It is divided into the first period and the second period. The migration of the second period tribes is the continuation of the migration of the first period tribes. Immigration from the first period tribes encompasses extensive border changes between the Roman Empire and the Huns. The first immigrants were Germanic tribes, such as the Huns, Slavs, Pre-Bulgars, Goths driven by the West to the West, Anglo-Saxons, Vandals and Franks. Second period migrations (Arab conquests, Turkic, Hungarian, Viking migrations and Mongolian invasions) have caused deep changes in North Africa, Anatolia and Europe.

MS to get rid of Chinese domination in Central Asia. The Hun group, which moved west in the year 350, caused the Huns living in the Volga-Don rivers to migrate further westward. At that time, the Goths of Germanic tribes and the Ancestors of the present Slavic peoples were living in the plains north of the Black Sea. In 375, the Huns entered this region of Goths and the Pre-Slavs.

Visigoths, Ostrogoths, Gepitters, Burguns, Vandals and non-Germanic Slavs began to migrate westward when the Huns settled in this area and the Germans, who were not able to cling more to this region, were the Germans. These tribes, which the Romans called barbarians, went to Spain and even to North Africa, including other peoples who had come before them. This turnover, which lasts for years in Europe, is called Kavimler Göçü. Tribes Migration is an important actor of the foundations of contemporary European states. The main reason for migration is political factors.

During the first years of immigration, Germanic tribes had captured many parts of the western part of the Roman Empire. In 376 the Giant tribe, who fought the Huns, entered the Roman territory. The following year, the leader of the Tervishes in Marcianopolis, Fritigern, was killed when he met the Roman soldier Lupicinus. [3] The Tervignis were uprooted and Visigoths, the Got Tribe, invaded Italy in 410. They were followed by the Ostrogot in the Great Teodoric Command to the inside of Italy. In Gaul, the Franks entered Rome very slowly. Visigoths who won the battles in Allemanni founded the future Kingdom of France and Germany, Frank Kingdom. The Anglo-Saxons who came to Britain brought the end of Rome to Britain. [4] https://en.wikipedia.org/wiki/Derebeylik
https://en.wikipedia.org/wiki/Derebeylik Second Period Tribe Migration

In 567, the Turkish tribes Avar and the Germanic tribe in Northern Italy, the Lombards destroyed much of the Gepid Kingdom. The Pre-Bulgarians captured the Byzantine lands in the eastern Balkans in the seventh century.

During the Byzantine-Arab Wars, the Arab armies tried to capture the Balkans over Anatolia at the beginning of the 8th century at the end of the 7th century BC, but in 718 the Pre-Bulgarians and Byzantine Orders were defeated during the Siege of Constantinople. In the Caspian-Arab Wars, the Khazars stopped the Arabs in the Caucasus. At the same time, the Umayyads began invasions of Europe through Gibraltar until the Franks stopped the Battle of Pvati in 732. Turks' immigration from Central Asia

Throughout history, Turks have been scattered around various parts of the world. Especially Hun and Oguz migrations were made by overcoming long distances.

According to historical records, the most important causes of Turkish immigration are the ineffectiveness of the mainland territories and the repression of the Chinese State. Drought, population densities and meadow stiffness were caused by economic stress. In order to meet needs such as feeding of animals, various food items, clothes, rich climate was needed and rich soil was needed. For this reason, immigrants were made to neighboring countries whose fertile lands had a low population. Over time, it was seen that the areas were not enough, and new places were started to be searched. Thus, migrations began to other lands with better opportunities in the economic and commercial direction.
Tribes Migration

The migration of tribes towards the end of the 4th century is one of the largest mass migration movements in history. Towards the end of this century, climate change has adversely affected the Central Asian climate, which is the living environment of many peoples. Glaciers that have been pulled to the north have changed their climate in Central Asia. The arid climate due to temperature has forced the communities living in this area to migrate to regions where more favorable climatic conditions prevail. These tribes, most of whom were Turks, followed various migration routes (Figure 4.2).

Migration Routes

To the north, Siberia,
The ones who go to the east are to the countries of China and the Far East,
Those who go south travel to India, Afghanistan and China,
Some of the westerners go north of the Caspian Sea to the north of the Black Sea and to Europe,
some of them emigrated from the south of the Caspian Sea to Iran, Iraq, Syria, Egypt and Anatolia (Map 1).

The immigration movement for many years, the tribes living in these regions,

24 Mart 2018 Cumartesi

ETRÜKSLER BİR TÜR K  SOYUDUR
Etrüskler, İtalya’nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yeralan Etruria bölgesinde yaşamış ve M.Ö. 6. yüzyıla dek varlığını sürdümüş bir halkın adı olup Eski Romalılar tarafından Etrusci veya Tusci adlarıyla tanımlanmışlardır[1] . Etrüsk halkı ve kültürü zamanla Roma İmparatorluğu içinde erimiştir. Etrüskler İtalya’daki diğer kavimlerden çok daha ileri bir uygarlık düzeyindeydiler. Roma uygarlığının, mitolojisindeki ilahlardan, hukukundan yol yapım tekniklerine kadar, kökünü hemen hemen tümüyle Etrüsk uygarlığından almış olduğu günümüzde saptanmış durumdadır.. Etrüskler’in dini, Çiçero’nun değindiği gibi, vahyedilmiş bir dindi ve 12’li sistemi baz alan bir inisiyatik örgütlenmeleri vardı.Etrükslerin en büyük Tanrısının ismi Turan’dı.
Kendilerine ait özgün bir dile sahip olan Etrüskler, Yunanlılar tarafından Tyrrhenoi veya Tyrrsenoi adlarıyla bilinmişlerse de kendilerini Rasna veya Raśna olarak tanımlamışlardır. Roma kenti, Etrüsklerin hakimiyet bölgesinde kurulmuş olup Romalıların Veii kentini talan etmelerine dek (M.Ö. 396) kentin Etrüsklerin yönetiminde olduğu sanılmaktadır.
Yunan tarihçi Herodot’a göre Etrüskler Lidya’dan İtalya’ya göç etmişlerdir, bunun yanı sıra pek çok tarihçi de Etrüskler ile doğu uygarlıklarının adetleri arasında bağ kurmaktadır. Bu sebeplerden dolayı Etrüsklerin kökeninin Doğu uygarlıklarına dayandığını savunurlar.
Etrüsklerin kökeni hakkında yapılan en yeni çalışma, 2004 yılında çeşitli İtalyan üniversitelerinden gelen bir grup genetik bilimci tarafından yapılmıştır. Bu araştırma çerçevesinde MÖ 7-3 yüzyıllar arasında yaşamış Etrüsklere ait 80 iskeletten alınan DNA örnekleri alınarak çok titiz bir çalışma ile günümüzde yaşayan çeşitli milletlere ait DNA’lar ile karşılaştırılmıştır.
Sonuç olarak Etrüsklerin genetiğinin diğer milletlere göre en çok bugünkü Anadolu Türkleri ile yakınlık gösterdiği iddia edilmiştir. (Vernesi et al. 2004). Eski Yunan efsanelerinde de sıkça anlatıldığı gibi bu durum antik çağda Anadolu’dan İtalyan yarımadasına yapılan göçlerle açıklanmıştır.
Erken Türkler içinde ETRÜSKLER çok önemli bir yer tutar. Erken Türk tarihi konusunda yaptığı araştırmalarla tanıdığımız Sayın Kâzım MİRŞAN Etrüsk yazıtlarını 1965’de okuyup 1970 yılında “Proto-Türkçe Yazıtlar” adlı kitabında yayınlamıştır. İlk kitabında Sayın Kâzım MİRŞAN’IN 94 ETRÜSK yazıtının aşağıda verilen ETRÜSK alfabesine göre Türkçe okuması vardır. 1998 yılında “ETRÜSKLER Tarihleri, Yazıları ve Dilleri” kitabıyla Kâzım MİRŞAN konuyu etraflıca incelemiş ve ETRÜSKLERİN dil ve dinlerini yani inanç yapılarını inceledikten sonra ETRÜSKLERİN Türklüğü konusunu açıkça ortaya koymuştur.
Mirşan, K. 1970; Proto-Türkler, s. 28
Mirşan, K. 1998; Etrüskler, Tarihleri, Yazıları ve Dilleri, s. 6
Adile AYDA, “Etrüskler Türk mü idi?” Ankara 1974 kitabında da aynı konu işlenmiştir. Adile AYDA bu araştırmalarında özellikle Türkçe ve Etrüskçe arasında söz benzetmeleri yapmıştır. Herodot (d. ö. 484-425) Attika halkının Helen asıllı olmadığını söylemekte ve Etrüskler hakkında birçok bilgi vermektedir. ETRÜSK dilini bugüne kadar K. Mirşan dışında okuyan olmamıştır. İtalya’da 1995 yılında Etrüsk konusunda en yetkili bilim adamı olan Floransa’dan Prof. Dr. Giovannangelo CAMPOREALE ile bir hafta süren görüşmeleri sonrasında Kâzım MİRŞAN’IN Etrüsk yazıtlarının erken Türkçe olduğunu kabul etmiştir.
ETRÜSKLER konusunda “Bilim ve Ütopya” dergisinin Aralık 2005 sayısında iki yazı çıktı. Öncelikle bu yazıları yazan ve okuyucusunu Erken Türk tarihi konusunda bilgilendiren Sayın Erkan ILDIZ ve Prof. Dr. Elif Tül TULUNAY’A teşekkür etmeyi bir Türk Milliyetçisi olarak borç biliyorum. Bu konuda yaptığı çalışmalar ile konunun en önemli araştırmacısı olan Sayın Kâzım MİRŞAN’IN çalışmalarından yararlanılmaması ve kendisiyle bu konuda hiç temas edilmemesi de büyük eksikliktir.
İnsanlık için dünyamızdaki en büyük gelişim son buzul çağı sonrasında Orta Asya’dan yapılan göçler sonucunda olmuştur. Orta Asya’daki insanların bu büyük yer değiştirmesinin en büyük sonucu Orta Asya’da gelişen medeniyetin ve özellikle de yazının Avrupa’ya taşınması olmuştur.
Binlerce sene süren göçlerin d.ö. 5.000 lerde İskandinav ülkelerine göçle başladığı bilinmektedir. ETRÜSK olarak adlandırdığımız toplum İtalya’ya gelmeden önce, Fransa’da d.ö. 4.000 Glozel’de ve Avusturya’da yaşamışlardır. ETRÜSKLERİN d.ö. 1.500 lerde Po ovasına, oradan da maden bakımından zengin olan Etrürye denilen Toskana bölgesine yerleştiklerini bulunan kalıntılardan anlamaktayız.
ETRÜSKLERİN hakimiyeti kuzeyde Po ovasından Roma şehrinin güneyine kadar hem karada hem de denizde üstün bir medeniyet olarak sürmüştür. D. ö. 600 yılları en güçlü oldukları dönemdir. Roma şehri d.ö. 743 de Romulus tarafından kurulmuştur. Roma şehrinin simgesi bugün bile Roma şehir merkezinde bulunan heykelde görüldüğü gibi BOZKURTTUR. Bozkurt simgesi Roma polislerinin resmi elbiselerinde bugün de bulunmaktadır.
ETRÜSKLERİN d .ö . 100 yılına kadar üstünlükleri sürmüştür. ETRÜSKLERİN Latince konuşm

19 Mart 2018 Pazartesi

DÜNYA TÜRKLERİ KONGRESİ STRATEJİK ARAŞTIRMA MERKEZİ.


Değerli Yüce Türk milleti Afrin harekatına katılan askerlerimizi kutluyorum Yüce Türk milleti Asker siyasetin askeri değildir
Asker Türk milletinin askeridir Laik Türkiye Cumhuriyeti askeridir Türk ordusu üzerinden İster İktidar ister muhalefet kimse
Askerin yaptığı operasyonları sahiplenemez bu kazanılan zafer Türk milletinin zaferidir Çünki Genelkurmay başkanınında   altında
görevyapan subayların  Astsubayların Giydikleri üniforma Taşıdıkları kılıç silah lar onlara Türk milletinin emanetidir tıpkı,
geçmişte bizim giydiğimiz ü-niformalar Taşıdığımız kılıölar ve silahlar bize emanet edilmiş ise bizden sonra görev yapanlaraw
da emanettir yani Orduda siyaset partizanlık olmaz buna sonua kadar karşıyım Asker Emekli olduktan sonra istediği gibi siyaset
yapabilir şimdi asla olmaz Atatürk Kurtuluş savaşına başlarken Devleteki bütün görevlerini bırakmış milletin içine dönmüştü
ve söylediği söz aynen şudur Giydiğimiz üniformayı taşıdığımız kılıcı milletin emaneti olarak gördük ve bu emanetleri milete
karşı kulanmam diyerek bırakmıştır biz lerde aynısını yaptık işte asker olmak böyle birşeydir
ORTA ASYA TÜRK KAVİMLER GÖÇÜ.


KARAÇAY TÜRKLERİ ÇALIŞMA GURUBU.



Değerli Kardeşlerim sevgili milletim Olf Johansen diye cesur yiğit tarafsız bir bilim insanı ortaya çıkana kadar Orta Asya
da bu göçler nasıl oldu bugöçlerdeki kavimler kimdi neydi bir allahın kulu bilmiyordu çünki Türkiye de Tarihçiler Hiçbir
zaman Orta Asyayı baz almazlar ve büyük bir tarihi osmanlı ve cumhuriyet tarihine sık8ıştırırlar Halbuki Orta Asya Türk
lüğün çıkışnoktası olarak kabul edildiğinde göreceksinizki Bizlet 1071 Den önce de bu topraklarda vardık yıkılan bizans
imparatorluğu ordusunda Türk kökenli subaylar komutanlar vardı ve bu tarihi bir hakikattır Gelelim Orta asya Türk kavimler
göçüne Bugun bana binlerce mesaj geldi Bu Utuk(ütük)kavimini detaylı anlatırmısınız diye binlerce mesaj geldi bilhassa
çerkes kardeşlerimden Değerli yüce Türk Milleti Orta Asya Türk kavimler göçünün ilk göçleri Millat tan sonra 200-250
yıllarında başladı bu kavimler göçü içersinde yer alan Hunlar İLK büyük Türk kavimidir Ondan sonra sırası ile Utuklar
cermenler,vikingler tatarlar,volga bulgarları sırayla gelmektedir Bu Orta Asya Türk kavimler göçü milattan sonra 600-650
yıllarına kadar devam etmiştir Biz Çerkeslerin geldiği kavim Utuk(ütük)Türk kaviğmidir yani bİZ ÇERKERSLER Anadolu ya
1864 de gelmedik bizler 1864 de Anadolu daydık öndan önce de yani utuk kavimi ilk göçler ile Andolu ya gelenler olduğu
gibi Dünya üzerinde de dağıldık ve bugün dünyanın her yerinde yaşayan Utuk kavimine aidiyeti olan insanlar var yani çerkesler
utuk kavimi gibi bir Türk kavmine aidiyetleri vardır Utuklara ait birçok yazma eser arkeolojik bulgu ve belge var fakat
dünya üzerinde oynana oyun bu Tarihi gerçekleri ya gizliyor yada saklıyor Amaçlaerı Türk milletinin çoğalmasını istemeyen
güçler ve Türklükten Nefret edenler bize tarih yaratıyorlar ve onun için Türkiye de yaşıyan bazı  cahil cühele insanlar
çerkesleri Ayrı bir ırk olarak gösterme girmiştir Amaç Türklüğü yok etmektir Ve bu bilgilerin çoğu Moskova etmoloji müzesinde
olduğu biliniyor İslamiyet kulanılarak din kulasnılarak Türk milleti Araplaştırılmak istenmektedir bütün çalışma bunun
üzerine kuruludur Banana mesaj atan bana dua eden Tüm çerkes  kardeşlerimden Allah binkere razı olsun saygılar

3 Mart 2018 Cumartesi

Expensive membros do google plus, siga minha página
ou mundo é mais forte do que nós. Somos fortes que nós o amamos e o círculo de amor está se expandindo aqui
,

POPULAÇÕES TURAS DA ASIÁTICA CENTRAL.


TRABALHOS DE KARAÇAY TURCO GURUBU.



Valiosa comunidade e amigos da comunidade Eu não sou um escritor de história ou escritor de romances
Uma realidade científica e histórica os escritos que estão nas minhas páginas. Todos vocês, meus amigos, estão sempre me seguindo
Em uma amizade de nível, todos vocês meus amigos são todos meus amigos, minhas páginas são amizades dos meus amigos e o resito é o mesmo
Agradeço a todos porque recebo o seu óleo para a sua amizade com sua própria obrigação, para essa aceitação essa responsabilidade na memória do meu professor.
Tentei explica ou seu trabalho ou mundo, é é, depois da morte do meu professor,
Eu compartilhei com você todo ou mundo que eu compartilhei com você e tentei te diga por computador e agora eu digo a você
Eu entendo que eu tenho que adicionar às páginas recebidas.
Estou satisfeito com você, enquanto nos entendemos, vamos crescer de novo e novamente Nós cresceremos Blogger Pages
25 mil pessaas passaram não YouTube, então é não Tumblr, então, na internet, e também uma força da amizade e fazer respeito

2 Mart 2018 Cuma

ORTA ASYA TÜRK KAVİMLER GÖÇÜ.


KARAÇAY TÜRKLERİ ÇALIŞMA GURUBU.



SEKELİSTANA ÖZGÜRLÜK SEKELLER AVRUPA DA AYYILDIZ LI BAYRAK DALGALANDIRAN TEK TÜRK ÜLKESİDİR VE ONA SAHİP  ÇIKILMALIDIR.



Giriş

Sekelistan masallardaki gibi neredeyse hiç bilinmeyen bir ülkedir. Bu ülkeyi efsanelerin ve yanlış bilgilerin ardında kalmış bir kara parçasının sonunda bulabilirsiniz. Transilvanya’nın doğusunda, esasen Karpat Dağlarının doğu silsilesinde yer alır. Yüzölçümü yaklaşık 13,500 km2  (Lübnan’dan biraz daha büyük) nüfusu ise 700,000 civarındadır (İzlanda nüfusunun iki katından daha fazla).

Sekellerin Tarihçesi

Sekeller, Macar lehçelerinden birinin farklı ağızlarını konuşurlar; fakat farklı bir topluluktur. Sekellerin kökeni efsanelerin arasında kaybolup gitmiştir. Kendi inanışlarına göre Atilla’nın 453’te ölümü ve devamında gelen Hun İmparatorluğu’nun çöküşü sonrasında Karpat Havzası’nda muhkem bir yere çekilen 3000 Hun savaşçısının torunlarıdırlar. 895’te Macarlar gelene dek burada varlıklarını devam ettirmişlerdir. Orta Çağ’ın Macar vakayinameleri de Sekellerin Atilla’nın torunları olduklarını ve Macarlar geldiklerinde orada bulunduklarını kaydetmektedirler.

Bazı tarihçiler ise Sekellerin bölgeye Macarlardan evvel geldiklerini fakat Hunların değil Avarların torunları olduklarını kabul etmektedirler. Bazıları ise Macarlarla beraber geldiklerini ve Esegel veya Eskil denilen topluluğun torunları olduklarını düşünmektedirler. (İsimleri Arap ve İran kaynaklarında sadece S’k’l sessizleri ile kaydedilmiştir). Bu topluluğun anavatanı bugünkü Başkurdistan civarıdır. Bir diğer grup tarihçi ise Hazar İmparatorluğu’ndan gelen Kabarlar olduklarını düşünmektedir.

Ataları kim olursa olsun, Sekel kültürü, eski sosyal ve siyasi teşkilatlanmaları göstermektedir ki kesinlikle bir Türk Boyu ile ilişkilidirler.  Sekeller,  eski Göktürk Alfabesi’ne çok benzer bir alfabe olan kendi alfabelerine sahiptirler. Milli renkleri mavidir ve üzerinde altın sarısı bir güneşle gümüş rengi bir hilal olan bayrakları gök mavisidir. Sekellerin 6 boyu ve her boyun 4 kolu vardı. Birçoğunun adı Türkçedir. Ayrıca, Sekeller Macar Ağızları konuşmalarına karşın, dillerinde Macarcadakinden daha katı bir ünlü uyumu söz konusudur.  Yine bu özellik de dillerinin Türkçe ile olan ilgisini göstermektedir.

Macarların gelişinden sonra Sekeller, sınırları korumak için bu bölgelere dağıtıldılar. Savaş zamanında görevleri hücum durumunda öncü kuvvet olarak, geri çekilme durumunda ise artçı kuvvet olarak savaşmaktı.

Daha sonra, 11. yy.ın başından itibaren Sekeller önce güney, sonra da doğu sınırlarını korumak amacıyla çoğunlukla Transilvanya’da toplandılar. Burada teşkilatlanarak Latince (zamanın resmi dili) Regnum Siculorum (Sekel Krallığı) dedikleri ülkelerini oluşturdular. Bu ülke Macar nüfusunun bulunduğu bölgelerden farklı bir şekilde teşkilatlanmıştı. İlçeler yerine, ‘sedes’ (makam sandalyesi) denilen yönetim birimlerine ayrılmışlardı. Her bir makamın kendi meclisi vardı; fakat tüm milleti ilgilendiren konularla bir üst kurum olan Sekel Milli Meclisi ilgileniyordu. Ülke Sekellerin içişlerine müdahale etmeyen Macar Kralları tarafından derebeylik olarak tanınıyordu. Buna karşılık Sekeller de geleneksel askeri görevlerini yerine getirmek durumundaydılar.

1526’da Macar Devleti’nin çökmesinden sonra Osmanlı Sultanları da Sekel Muhtariyeti’ni tanıdılar.

Fakat Transilvanya’nın Macar yöneticileri bu toprakları işgal edip buralarda yaşayan insanları kendi hizmetleri için kullanmak amacıyla Muhtar Sekel Devleti’ni ortadan kaldırmaya niyetlendiler. Bu müdahale bir takım savaşlarla ve haklarını savunan Sekellerin isyanlarıyla karşılık buldu. Sekellerin bu özerk durumu Avusturya İmparatorluğu’nun 18. yy.da Transilvanya’yı işgal etmesinden sonra daha büyük bir darbe aldı. 1848’de Avrupa’yı silip süpüren ihtilaller dalgası Transilvanya’ya ve Sekelistan’a da ulaştı. Sekeller kendi hükümetlerini kurmak istediler fakat Macarlar buna karşı çıktı ve Sekel ileri gelenlerini Macar İhtilali’ne katılıp siyaset işlerini Macarlar’a bırakmaya ikna ettiler. Sekeller bunu kabul ettiler ve askeri güçleri ile birlikte Macarlar’a katıldılar.

Bu gelişmelerin zamanlaması Macarlar için isabetli olmuştu çünkü Transilvanya Macarları, Romanya’nın sebep olduğu korkunç bir felaketle karşılaşıyordu. Romenler, tarih sahnesinde ilk kez 10 yy.’da Bizans Kaynakları’nda Balkanlarda yaşayan yarı göçebe bir topluluk olarak kaydedilmişlerdir.1 13. yy.’dan itibaren Transilvanya’nın birçok bölgesine sızıp yerleşmiştirler.

Romen tarih kitaplarından bir kaçını okuduğumuzdaysa, Romenlerin eskiden beri Transilvanya bölgesinde yaşadıklarını, her zaman nüfusun çoğunluğunu oluşturduklarını “öğrenebilmekteyiz.” Bu kitaplara göre, Romenler mütemadiyen yerleşik, barışçıl ve zeki insanlardı; Avrupa’da yüksek bir medeniyet geliştiren ve hatta bazı yönlerden Yunan ve Roma medeniyetlerinden  de  üstün  olan  ilk   yerleşimciler   arasındaydılar.   Bu kitaplarda Romenlerin yerliliğinin “en eski dönemlere” uzandığına gayr

1 Mart 2018 Perşembe

Attila'nın Torunları-Sekel Türkleri (Sekelistan)

CENTRAL ASIAN TURKISH POPULATIONS.



KARAÇAY MŰKÖDIK GURUBU.



Kedves Sekel testvéreim, soha nem vagytok egyedül, közép-ázsiaiak vagyunk, a barátaink vagyunk, mint a világ török ​​kongresszusa
harcolunk veled a tisztességes zászló szabad virágzásáért Európa közepén élünk
ez a szégyen Európa kettős mérce Most azt mondjuk, hogy a török ​​államoknak ismerniük kell Önt
Az ország közepén az egyetlen ország, amely az Ayyildiz zászlóját integette. Tehát srácok vagyunk az éhes Blackbirdsek. Atilla kagan
Mi vagyunk a halottkémek, ugyanazok vagyunk, elítéljük a romániai elnyomásokat.
sokat kell még tenniük a függetlenségért folytatott küzdelmükön kívül,
ez egy autonóm régió, de a függetlenség vágya zárolásra kerül.
és a guruk a törzsek leszármazottaiban Európa tüdején zászlókat lobognak Türk Atillla kaanın
Unokák Most ez a regency véget kell vetni

Attila'nın Torunları-Sekel Türkleri (Sekelistan)

CENTRAL ASIAN TURKISH POPULATIONS.



KARAÇAY MŰKÖDIK GURUBU.



Kedves Sekel testvéreim, soha nem vagytok egyedül, közép-ázsiaiak vagyunk, a barátaink vagyunk, mint a világ török ​​kongresszusa
harcolunk veled a tisztességes zászló szabad virágzásáért Európa közepén élünk
ez a szégyen Európa kettős mérce Most azt mondjuk, hogy a török ​​államoknak ismerniük kell Önt
Az ország közepén az egyetlen ország, amely az Ayyildiz zászlóját integette. Tehát srácok vagyunk az éhes Blackbirdsek. Atilla kagan
Mi vagyunk a halottkémek, ugyanazok vagyunk, elítéljük a romániai elnyomásokat.
sokat kell még tenniük a függetlenségért folytatott küzdelmükön kívül,
ez egy autonóm régió, de a függetlenség vágya zárolásra kerül.
és a guruk a törzsek leszármazottaiban Európa tüdején zászlókat lobognak Türk Atillla kaanın
Unokák Most ez a regency véget kell vetni

Attila'nın Torunları-Sekel Türkleri (Sekelistan)

CENTRAL ASIAN TURKISH POPULATIONS.



KARAÇAY MŰKÖDIK GURUBU.



Kedves Sekel testvéreim, soha nem vagytok egyedül, közép-ázsiaiak vagyunk, a barátaink vagyunk, mint a világ török ​​kongresszusa
harcolunk veled a tisztességes zászló szabad virágzásáért Európa közepén élünk
ez a szégyen Európa kettős mérce Most azt mondjuk, hogy a török ​​államoknak ismerniük kell Önt
Az ország közepén az egyetlen ország, amely az Ayyildiz zászlóját integette. Tehát srácok vagyunk az éhes Blackbirdsek. Atilla kagan
Mi vagyunk a halottkémek, ugyanazok vagyunk, elítéljük a romániai elnyomásokat.
sokat kell még tenniük a függetlenségért folytatott küzdelmükön kívül,
ez egy autonóm régió, de a függetlenség vágya zárolásra kerül.
és a guruk a törzsek leszármazottaiban Európa tüdején zászlókat lobognak Türk Atillla kaanın
Unokák Most ez a regency véget kell vetni

Attila'nın Torunları-Sekel Türkleri (Sekelistan)

CENTRAL ASIAN TURKISH POPULATIONS.



KARAÇAY MŰKÖDIK GURUBU.



Kedves Sekel testvéreim, soha nem vagytok egyedül, közép-ázsiaiak vagyunk, a barátaink vagyunk, mint a világ török ​​kongresszusa
harcolunk veled a tisztességes zászló szabad virágzásáért Európa közepén élünk
ez a szégyen Európa kettős mérce Most azt mondjuk, hogy a török ​​államoknak ismerniük kell Önt
Az ország közepén az egyetlen ország, amely az Ayyildiz zászlóját integette. Tehát srácok vagyunk az éhes Blackbirdsek. Atilla kagan
Mi vagyunk a halottkémek, ugyanazok vagyunk, elítéljük a romániai elnyomásokat.
sokat kell még tenniük a függetlenségért folytatott küzdelmükön kívül,
ez egy autonóm régió, de a függetlenség vágya zárolásra kerül.
és a guruk a törzsek leszármazottaiban Európa tüdején zászlókat lobognak Türk Atillla kaanın
Unokák Most ez a regency véget kell vetni

ORTA ASYA TÜRK KAVİMLER GÖÇÜ.


KARAÇAY TÜRKLERİ ÇALIŞMA GURUBU.




Değerli Yüce Türk milleti Türklük ile ilgili ne Orta Asya da nede kafkaslarda çok derinlemesine bir araştırma yapılmamış
Türklüğün çıkış yeri Orta Asya olduğu kabul edildiğine göre bu kavimler göçüne katılan kavimlerin büyük bir çoğunluğu
Türk kavimleri olduğu bilinmesine rağmen bu konu üzerinde hiç çalışma yapılmamış Türklük ile ilgili bilgiler yüzeysel
olarak kalmıştır bugün Norveçli profösör olaf johansen bu çalışmaları yapmasa idi bu konular tam anlamıyla bile miyecekti
ve Türk milleti hakkın da yaptığı çalışmaların altında bu bğüyük milletin bukadar basit ve kültürsüz bir millet olmadığını
ortaya koymak için çalışmış yansız tarafsız bir bilim adamı ciddiyeti ile çalışmış ve bunu ortaya koymuştur yani eğer o
çalışmalar yapılmasa idi vikinglerin,Cermenlerin Utukların volga bulgarlarının tatarların,ve diğer kavimlerin Türk kavimi
olduğunu bilen varmıydı sadece hunlar ve oğuzlar Türk olarak biliniyordu çerkeslerin utuk kavminin devamı olduğunu
kim biliyordu bunu biz çerkesler bile bilmiyorduk Türk lük ile ilgili araştırma yapılması için Türk dil tarih kurumu kurulmuş
ve bu araştırmala<rın yapması için görevlendirmiştir fakat ölümünden sonra bu çalışmalar yapılamamıştır yani bu orta asya
Türk kavimler göçü ortaya çıktığından beri rahatsız olmuştur Göbek tepe höyük ünde yapılan araştırmalarda 12 bin yıl,a  varan
bir Türk Kültür ve medeniyeti ortaya çıkmıştır yani bu kazıları takip edenler şunu çok iyi görmelidirki göbek tepe de bulunan
kaya oyma yazılar Türkçe dir ve bu da anlaşılıyorki bu eserler Anadolu nun Türklüğün nekadar zamandır Anadolu da olduğunun
belgesi dir ve orda çıkan yazıtlar Türklüğün tapu senedidir.